<$BlogIt
İnsan bir hafta içinde bu kadar çok şey yaşayınca cümlenin neresinden girişeceğini bilemiyormuş.. aslında özet olarak artık ben bir kanser hastasıyım.. ya da şöyle söylemek daha doğrudur; "artık ben kanser ile mücadele eden biriyim."

evet KANSER...

bunu sorgulamıyor, yargılamıyorum.. bu genç yaşımda böyle bir hastalığa yakalandıysam bunun da bir sebebi vardır diyorum ve Allah'a inanan biri olarak ondan gelen herşey kabulümdür, bu benim için bir imtihandır deyip savaşıma devam ediyorum... bundan sonra belki yaşadıklarım , yaşayacaklarım birilerine faydalı olur diye nereden başladım, nereye geldim, neler yapıyorum.. tüm bunları buraya yazacağım... 60 yaşıma gelip hayata ve yaşadığım kötü günlere nanik yaparken belki bunları biri okuyup faydalanacak belki bana bir anı olacak...

nereden başladı??

bir gün göğsümde ağrılar olmaya başladı, önceleri kalpten şüphelendim ve epeyce kalp üzerine gittim. efor, ekg vs bir sürü test.. sonuçta herşey normal çıkıyordu. ama göğüs kafesimde bir ağrı hala devam ediyordu. Dediler ki; "psikiyatrist'e gitmelisin.." peki deyip ilk iş bir psikyatristten randevu aldım ve gidip görüştüm. malasef o günlerde özel hayatımda herşey istediğim gibi gitmiyordu. psikiyatrist bunları dinledikten sonra benim depresyonda olduğuma ve panik atak geçirdiğime karar verip düzenli kullanmam için cipralex ve ağrı geldiğinde kullanmam için de xanax yazmıştı. cipralex'in direkt etkisini hiç görmedim ama ağrılarım geldiğinde xanax oldukça işe yarıyordu. tabi hemen ardından uyku hali vs vsvs...

* bu arada midemle ilgili de genel olduğunu düşündüğüm iştahsızlık , acı yiyememe gibi bazı problemlerim vardı.

psikiyatrist'in verdiği ilaçlar ile bir kaç ay devam ettim. bariz bir iyileşme görmedim ki zaten doktorumun da dediği bu tarz ilaçlar etkilerini uzun zamanda gösterirmiş. sonra gel zaman git zaman, benim dıçkı rengim siyahlaşmaya başladı, bazen bariz kan geldiği de oldu. tabi ben hala midemde ki ülser ile bağlantılı düşünüp telaş yapmadım hiç... tabi bu arada göğüs ağrılarım devam ediyor vs...

bu süreçte neler yaptım?

sırf psikolojik bir rahatsızlık yaşıyorum diye sürekli olarak sevdiğim şeyleri yaparak iyi vakit geçirmeye çalıştım. ama velakin diğer yandan özel hayatımda ki problemim hala devam ediyordu. bir kadına aşıktım. bildiğin aşıktım.. ötesi berisi yok. birlikte olabilmek için elimden geleni yaptım... kovaladım kovaladım kovaladım.... ama hiçbir işe yaramadı... e tabi özel hayatım böyle seyrederken malasef geçirdiğim iyi zamanlar kısa sürelerle kısıtlı kalıyordu hep. dibine vura vura mutlu olmak vardır ya. hani bazen öyle mutlu oluruz ki; "şu an şurada öleyim" deriz.. işte öyle mutlu olamadım hiç.

peki sonra?

sonra kendimi toparlamaya karar verdim. gidip bir spor salonuna yazıldım. orada gidip günlük olarak sporumu yapmaya başladım ancak bu pek uzun sürmedi, eskiden 15 dk. deli gibi koşarken şimdi yürüyemediğimi farkettim. spor beni eskiye göre daha fazla yoruyordu. hayır bunun yaşlılıkla bir ilgisi yok. dalışa gittim, daha 2 metre dalmadan tekrar su yüzüne dönmek zorunda kalıyordum. eskiden baya bir nefes tutarken şimdi kafamı suya sokup çıkartamıyorum:)... arabadan indiğimde baş dönmeleri filan olmaya başladı. sonra 27 ağustos pazartesi günü şirket doktorumuzdan randevu alıp yanına görüşmeye gittim. klasik tansiyon vs bakıp değerlerin normal olduğunu gördük. ama doktorumuz benim iyi zamanlarımı bildiği için çok solgun görünüyorsun deyip nelerden kaynaklanabileceğini anlattı. (genellikle kansızlık ) ve ihtimaller dahilinde kontrol yaptırmaya karar verdik. hemen amerikan hastanesini arayıp ertesi gün sabah için gastrontoloji(mide) bölümünden randevu aldım.

ertesi gün...

bu sefer soru işareti yok mu? :)
neyse.. ertesi gün olunca zamanında gidip doktorla görüştüm. şikayetleri anlatınca muhtemele bir mide kanamasından şüphelenip beni hemen bir endoskopiye aldılar. sonuç temiz çıktı. ardından dıçkı ve kan testlerimi alıp beni eve yolladılar...

O gün öğleden sonraydı evde uyuyorken, telefonumdaki doktorumun sesi, "acil hastaneye gelmen lazım kan değerlerin çok düşük sana kan takviyesi yapacağız " diyordu.. ilginçtir o sırada rüyamda arabamın içindeydim ve üzerimie kum dökülüyordu. arabamla birlikte kumların altında kalıyorduk..

kalkıp hemen hastaneye gittim ve yattım kan arama süreci (kan grubum 0 rh - ) vs derken o gün geçti. ertesi gün (29 ağustos 2007) sabah beni kolonoskopiye aldılar, doktorumun anlattığına göre gene birşey görememişler bu sefer yeniden endoskopi yapmışlar. bu kez şanslıyım ki mide ile bağırsak arasında bir yerde kanayan yara görünmüş.

ee tamam işte muhtemelen ülserdir ilaçla tedavi olur..

bizde öyle düşündük zaten fazla kafa takmadık ama gene de patoloji sonuçları gelmeden içimiz tam rahat etmeyecekti. sonuçlar 31 ağustos cuma günü geldi.tabi ben o arada hastanede yatıyor ve kan arama çalışmalarını izleyip gelen taze bayan (bulunan kanlar hep bayanlardan geldi) kanlarını vampir gibi yudumluıyordum....

31 ağustos cuma 2007.. ?

ben o gün herşey yolunda gider hastaneden çıkarım ümidiyle hazırlığa bile başlamıştım ama öğley doğru doktorum Kazım bey bir hemşire ile birlikte odama girdi... bende engin (ev arkadaşım) ile birlikte oda da volta atıyordum... neyse geldi ve direkt konuya girdi....

"Bak koçum haberler kötü, midende kanser tesbit ettik.. Çapa'dan Ali Emre bey gelip seninle görüşerek ne yapılması gerektiğine karar verecek"

dedi... (Ali Emre bey bu işin en iyisi) öğleden sonra Ali bey sert görünümlü sempatik adam asistanı Şenol bey ile odaya girdiler... incelemeleri yapmışlar, ameliyata karar vermişler.. öğleden sonra hazır mı ameliyathane diye sordu Ali bey, Şenol bey evet dedi.. ben şoktayım... kendilerinden cumartesi sabahına kadar beni idare etmelerini söyledim. çünkü o ana kadar yanımda ailemden tek bir kişi bile yoktu... iki tane can dostum eşlik ettiler günler boyu...

....

sonra o akşam ailem geldi... en sevdiğim insanlarla bir arada geçirdim ameliyat öncesi saatlerimi. evet en sevdiğim.

ve ameliyata girdim...

böyle operasyonlar genellikle risksiz olmaz. bunda ki en büyük riskte kanserin midenin tamamını kaplamış olması ve diğer organlara yayılmış olması ihtimaliydi. şükürler olsun ki diğer organlar temiz görünüyormuş. ama midemin tamamını aldılar. doktorumun dilinden midesiz insan nasıl yaşar olayı şöyle;

"biz tarihler boyunca bir insanın midesiz yaşayamayacağını zannettik ancak bir zaman sonra farkedildi ki ince bağırsak mide gibi davranabiliyor... ve midesiz olan bir insan da bir zaman sonra normal insanlar gibi yemeğini yiyip alkolünü alabiliyorlar"

4 saatlik bir operasyon neticesinde midesiz olarak hayatıma devam ediyorum. şu anda yeni midem bana ben de yeni mideme alışmaya çalışıyoruz..

*** çok hızlı iyileşiyorum..

midemle ilgili sorunları başka bir yazıda yazayım..

peki kabul.. ama bundan sonra neler olacak bahset bize biraz...

buraları pek anlaşılır yazmayı düşünmüyorum. ama daha doğru düzgün bir hayat yaşayacağım bundan eminim. bir sürü değişiklik oldu. artık sadece kendimi değil her zaman sevdiklerimi daha fazla düşünmek zorundayım. evet şu anda herşey yolunda ama azrail ile selamlaşmışlığım var artık. bakmışsın bir gün Allah beni yanına alır dünyada hiçkimseyi yalnız bırakmak istemem. hiçkimseyi.. farklı düşünmek bencillik olurdu herhalde..

*** sevdiğim kadına olan aşkımı sahilden bir sandala yükleyip bir daha dönmemek üzere uzaklara gönderdim. arkasından üzülürken bir taraftan da gülümsedim. çünkü artık... aslında artık, bir "çünkü" olmak zorunda mı?

konuyu değiştirelim. mesela alkol almayacağım bundan sonra. sigara az içiyordum artık hiç içmeyeceğim.

öğrendim ki hayatı yaşamak ancak vücudumuzda ki tüm organlar sağlam ve yerinde iken güzel. diğer türlü inanın o kadar güzel değil. sigara içen bir insan ona verilmiş sapasağlam bir ciğere eline aldığı neşter ile hergün kaç tane çizik atıyor. ve bir zaman sonra o ciğer hizmet etmemeye başlıyor... tabi herkesin kendi tercihi ama aranızda sigara içen vs vars bırakın gitsin. insan bazı şeyleri başına kötü şeyler gelince anlıyor ancak...

artık hayatı daha bir seviyorum. düzgünce yemek yiyebileceğim günlerin hasretindeyim. ve bu hastalıkla çıktığım maçın ilk round'unu kazandım.

Kanser kusura bakmasın ama ona tek sayı bile vermeye niyetim yok...

görüşmek üzere..

Etiketler:

class="post-footer"> by <$BlogItDavut Topcanref="<$BlogIthttp://davuttopcan.blogspot.com/2007/09/alternatifim-var-m.html"permanent link"><$BlogIt19:29>

<$BlogIt0r!:

<$BlogItYorum Gönder

yazar hakkinda

Merhabalar, ben Davut Topcan

Buraya eminim ki bir sürü şey yazacağım ancak şimdi tasarımı tamamlamalıyım..!

eski yazılar