<$BlogIt
Sevgili günlük, sonunda internet siteleri ve kitaplar arasında kaybolurken tek bir maddelik iyi birşey bulabildim!

Akşamları bir veya iki kadeh şarap (lakin tekel bayisinden satın alınan değil, hakikaten katkısız düzgün bir üzümden yapılmış) mide kanserinden korunmak için tüketilmesi gereken gıdalar arasında, buna ek olarak şunlar da var;
  • Bol taze sebze ve meyve yemek
  • Kırmızı et, balık ve tavuğun dengeli yenmesi
  • Vücudun ideal kilosuna yakın olması
  • Hareketli bir yaşam
  • Sigara içmemek
bu maddeler Amerika Kanser Enstitüsü tarafından açıklanmış.

Dün akşam toplamda 3 saatte, Dr. İlhami Günerel'in "Kanserden Korkma! Modası Geçmiş Tedaviden Kork!" isimli kitabını okuyup bitirdim. Kitap çok ilginç konulara değiniyor, bildiğimiz tedavi yöntemleri ile yüzleşmemizi sağlıyor. Sıkı bir araştırma sonucunda ise dönüp dolaşıp çıkılan yol malasef gene Modası Geçmiş Tedavi oluyor.

Dr. İlhami Günerel'in bahsettiği bu "Modası geçmiş tedavi" nedir? Kemoterapi ve Radyoterapi! Evet bugün Türkiye ve Dünyada Tüm Onkoloji Dernekleri tarafından kabul edilmiş ve uygulanan bu yöntemleri modası geçmiş tedavi olarak nitelendiriyor.

Kitap üç tane quote(özlü söz?) ile başlıyor.

"Klasik kanser tedavisi büyük bir sahtekarlıktır"
--
Dr. Linus Pauling

"Hiç bir işe yaramadığını bile bile hastasına kemoterapi uygulayan doktor, hafif anlamda bir budala, gerçekte ise bir canidir."
-- Dr. Robert Aktins

"Bu kanserle savaş masalı bir öbek dışkıdır."
-- Dr. James Watson
Modern tıbba bu kadar ağır bir dille , neredeyse hakaret boyutunda yaklaşan bu üç zat-ı muhterem kendi alanlarında çok ciddi çalışmalar yapmışlar.

Eğer kanser hastası iseniz ve kanseriniz yeniden nüksetti ise, benim gibi, bildiğiniz herşeyi unutup, öğrendiğiniz herşeye şüpheyle yaklaşmak durumunda kalıyorsunuz.

Kitap diyor ki; kemoterapi yaptırmayın!, radyoterapi yaptırmayın! pekala ne yaptıralım? kanserin ortasındayım, hiç birşeyin garantisi yok. Kemoterapiler sonuç verecek mi onda emin değilim. Ve birileri diyor ki bırak kemoterapiyi!

Hayır o birileri ve malum kitap. Oklarını çok güzel bir yöne çevirmişsin, Dünya sağlık örgütü ve ilaç sanayisinde ki rant'ı hedef alarak bir sonuca ulaşmayı denemişsin fakat ben ikna olmadım.

Tamam Dünya Sağlık Örgütü(FDA) ve Dünya Kanser Enstitüsü(NCI) o kadar da sütten çıkmış ak kaşık kıvamında yerler olmayabilir fakat suçlanılan kadar da mafyavari yerler değil.

NCI ve diğer tüm araştırma merkezlerinin şu ana dek üzerinde çalıştıkları, kansere karşı daha iyisini nasıl yapacakları ve bu konuda gelebildikleri en iyi nokta daha az yan etkileri olan kemoterapi ilaçları bulabilmeleri.

Kitapta başlıca hedef alınan konulardan biriydi ilaç sanayisi ve ilaç piyasasıda ki rant! Kitap'taki varsayıma göre kemoterapide kullanılan ilaçlar değer yitirmesin diye yapılan yeni araştırmaların önü kesiliyormuş. Evet bu rant gerçeğini ve dolarlar üzerinde ki yeşil rengin gözlerde yarattığı parlamayı düşünürsek böyle birşey mümkün olabilir.

Lakin bu noktada gene şüpheci yaklaşıyorum. Dünya devlerine baktığımızda mesela google, iyi kar getirdiğini gördüğü ve google video servisinin çok ciddi ve önde bir rakibi olduğu için youtube'u satın aldı.

Aynı şeyi pekala ilaç sektörü için de düşünemez miyiz? Birileri gerçekten kanser için devrim yaratacak bir ilaç bulduysa, ilaç sanayiinde ki iş adamları neden o doktoru ortadan kaldırmayı seçsinler ki? gayet iyi bir para ile satın alamazlar mı?

İki yüzlü bir madalyon gibi lakin bizlere 1. seçenek daha dramatik geldiği için ona inanmayı tercih ediyoruz. Belki olaylarak gerçekten de biraz daha objektif yaklaşmak gerekiyordur.

Kitabı okuyan ve okuyacaklara da en önemli tavsiyem objektif olmayı her satırda hatırlasınlar.

Bunun dışında gelelim diğer sonuçlara;

Bir diğer alternatif kanser tedavisi yaklaşımı da daha çok ülkemizde var. Bitkisel tedavi yaptığını iddia eden bir çok _kendini doktor adletmiş_ kişi bulabilirsiniz, onlara gittiğinizde size otomatik olarak bir diyet çıkartacaklardır. (burası önemli) Bazıları kemoterapiyi bırakmanızı isteyebilir(sakın). Onlarla görüşmenizde bence bir sakınca yok fakat önce kendinize şunu sorun, at gözlükleri takıyor muyum? eğer cevabınız "evet" ise, mahallede ki bakkalla bile konuşmayın derim. yok hayır ise konuşun işe yararları alın işe yaramayanları es geçin gitsin.

Lakin bence en sağlıklı olanı doktorunuz dışında hiçkimseye gitmemeniz, beslenme konusunda ise eğer bir diyet uygulamanız gerekiyorsa doktorunuz size söyleyecektir, değilse doğal beslenmeye özen gösterin bu kadarı kafidir.

Burası en önemli nokta!!! Beslenme! Günlerdir bir sürü şey dinledim, dinlediklerimin hepsini bir kenara kaydettim ve tek tek araştırdım.

Sonuç, eğer bir kanser hastasıysanız dilediğiniz gibi DOĞAL yollarla beslenebilirsiniz! Bunu sağlıklı olanların da yapması gerek ama biraz zor gibi.

Doğal yollarla beslenmek nasıl olacak? Yediğiniz her lokmanın , boğazınıdan geçen herşeyin nasıl yapıldığını araştırdıktan sonra doğal olanını bulup yiyin.

Örneğin Zeytin!... bildiğimiz marketlerde çeşit çeşit satılan zeytin... lakin bu zeytinler sağlıklı değil, çünkü doğal değiller, istediğiniz markete gidip zeytin alırken şunu sorabilirsiniz, bu zeytinlerde oksit var mı? cevapları evet olacaktır, ben denedim. evet dediler. Çünkü zeytin geç olgunlaşan bir yiyecektir, kendi halinde olgunlaşmasını beklerseniz muhtemelen uzunca bir zaman marketlerde hiçkimse zeytin göremez. Bu yüzden zeytin üreticilerinin sıkça uyguladığı bir yöntem var, zeytinleri havuza atıp içine oksit ekledikten sonra kısa süre içinde hızlıca olgunlaşıp yenilebilir hale gelmesi.

Daha uzun hayatta kalmak istiyorsanız zeytin nasıl yapılır öğrenip, olgunlaşmamış zeytinleri alıp kendi zeytininizi kendiniz yapın. Yok yapamam diyorsanız gidin bir köye yapan bir aileden satın alın.

Sonra gelelim yağlara, yağlardan sadece zeytinyağını tercih etmek gerekiyor, lakin onun da gene daha az asitli olanını bulmanız lazım. Zeytinyağı kansere karşı tek başına mücadele eden özelliklere sahip.

Mutlaka bir yerlerden duymuşsunuzdur, köpekbalığı kıkırdağı ve kansere karşı etkisini, köpek balığında bulunan bu anti kanserojen madde zeytinyağımızda var...

Kızartma yemek yok... hele hele dışarıda yapılmış kızartmaları yemek ölümcül derecede kötü. Özellikle mide kanserine davetiye göndermekle eşdeğer.

Tütsü yöntemiyle pişirilen etler, _mangal_ lakin burada ayrıma düştüğüm bir nokta var tamamen aydınlandığımda onu da paylaşacağım. Mangal yaparken kullanılan kömür veya odun birşeyleri değiştirir mi bilmiyorum.

C vitamini, günlük ihtiyacınız ne kadarsa o kadar mutlaka tüketin, kansere hiç bir zararı yok aksine bağışıklık sistemini güçlendirerek savaşa yardımcı oluyor.

** Burada C Vitamini ile ilgili yapılan ciddi spekülasyonlar var, gene bunlarla ilgili yaptığım araştırma sonucunda NYTimes 'da yayınlanan bir habere güvenerek son noktayı koydum. C vitamini kanser hücrelerine doğrudan enjekte edildiğinde kanser hücrelerini parçalıyor, fakat kemoterapi esnasında tablet şeklinde yüksek dozda alına C Vitamini kanser hücrelerini de besleyip güçledirebiliyor. Sonuç olarak C Vitamini tabletler ile yüksek dozda almak zararlı olabilirken doğal yollarla tüketmenin hiçbir sakıncası yoktur.

Düdüklü tencere kullanmayın, teflon kullanmayın, çelik tencerelerin daha sağlıklı olduğu iddia ediliyor her yerde.

Şu anda aklıma gelenler bu kadar, devamını mutlaka yazarım.. Lakin şöyle özetlemek gerekirse, kanser hastası olun ya da olmayın, doğal yollarla beslenmek kanserden koruyacaktır. Aksi takdirde ya kanseriniz nüks eder ya da kansere yakalanırsınız.

İstatistikler kansere yakalanma yaşı ve sayısı hakkında hiç iyi şeyler söylemiyor...

Son olarak;

*** Buradan not düşüyorum herhangi bir kanser hastası eğer bu yazımı okuyorsa lütfen dikkate alsın. Hastalığınızla ilgili hangi aşamada olursanız olun, doktorlar size ne söylerse söylesin, kesinlikle ve kesinlikle alternatif tıbbı ana tedavi olarak görmeyin!!!! Alternatif Tıp'ta çareler aramayın!

Ölümün çok yakınına gelmiş bilgisayar programcısı bir kanser hastası olarak günlerdir alternatif tıp hakkında araştırmalar yapıyorum. Nerelerden nasıl bir bilgi alıp daha iyi olabilirim diye sürekli olarak okudum. Orta düzey ingilizcem ile internette 1900 lü yıllardan beri yapılan araştırmalar ve alternatif tıp aleminin derinlerine kadar indiysem de malasef sonuçlar beni gene modern tıbba geri döndürdü.

Bu yüzden tekrarlıyorum sakın! sakın ha iyice araştırmadan kendinizi alternatif tıbba bırakmayın. Zaten kademeli bir araştırma sonucunda kendinizde doğru sonuca ulaşacaksınız.

Etiketler: ,

class="post-footer"> by <$BlogItDavut Topcanref="<$BlogIthttp://davuttopcan.blogspot.com/2009/02/alternatif-kanser-tedavisi.html"permanent link"><$BlogIt20:30>

<$BlogIt1r!:
Blogger CiddiBiri. (aferin ona!)

<$BlogCoBir belgeselde Amerikan hükümetinin sosyal güvenlik yasası çerçevesinde yaşı 60 üzeri emekliler için harcanan sağlık giderlerinin hayli büyük bir bütçe miktarı tuttuğunu ve bu yüzden ileride sosyal güvenlik sisteminin mesela 80 yaş üzerindekilerin sosyal güvenlikten muaf edilebileceğini izlemiştim! Belki de birileri hastahanelerin hastalar üzerinden para kazanmakta olduğunu düşünüyor yada biliyor!

<$BlogCo13 Şubat 2009 22:32:00 GMT+2ogCo 

<$BlogItYorum Gönder

yazar hakkinda

Merhabalar, ben Davut Topcan

Buraya eminim ki bir sürü şey yazacağım ancak şimdi tasarımı tamamlamalıyım..!

eski yazılar