<$BlogIt
Sonra biz Özdemir ile buluştuk, benim canım kelle paça çorbası istedi, Özdemirin karnı tok ama benden fazla yedi. Ben çok itibar etmedim tabii, gözüm kapalı yemem bazen. bazen yerim. uçuk bir yazı yazasım vardı , yazmak için blogger'ın penceresini açtım, özdemir fişi çekti. nanik dedim laptopum elektiriksiz de çalışır. özdemir elinde koca bir çekiçle geldi. anlamsız bakışlarımı yöneltince ona korktu, üzüldü. dayanamadım içim burkuldu haline. gel dedim napıyosun be oğlum buna üzülünür mü deyip bir yumruk attım özdemire. gülmeye başladı. özürdilerim dedim, lafımı olur deyip bir tekme attı bana..


Artık yediğimiz kelle paça çorba mı bizi böyle yaptı yoksa hayatın ters dönen çarkları mı bilemedik. garibandık zaten, cebimizde çorba parasını ödeyecek kadar paramız da yoktu, çorbacı amca acıdı halimize, künefe ikram etti. çorbanın parası kalsın ama künefe için bulaşık yıkatırım dedi. mutlu olduk biz. mutluluk sorusunu sorarsa diye ödümüz koptu özdemirle, bilemezsek fazladan bulaşık yıkatır korkusu sardı dört bir yanımızı.. sonra girdik mutfağa, ben beceriksizim , özdemirin eli çok yatkın. lakin ben tek tabak kırmadım, özdemir ise 4 te dört yaptı (yazıyla dört) sonra çorbacı amca gidin gözüm görmesin sizi dedi. ceketlerimizi dükkanın önünde giydik. özdemir giymedi.


Sonra gittim ekranın karşısına oturdum yeniden, özdemir fişi çekmedi bu sefer. çiçekleri suladı. yanlışlıkla su döktü klavyeme. ben klavyeyi sildim, özdemir allah belanı vermesin! sonra A tuşuna bastım. ekrana a yazdı, (yazıyla aa) , ben biraz buruldum, özdemir çok mutlu oldu. özdemire sebebini soramadım. sorsam da cevaplamazdı zaten. Sonra diğer tuşları denedim, B ye bastım, ekrana bb yazdı... özdemir üzüldü , "noooldu lan?" dedim, eski sevgilimin baş harfi dedi.. olsun dedim, neden üzülüyorsun be oğlum, gider klavyesine su dökeriz, ödeşirsiniz. (hitit dilinde su) olmaz dedi, gene de içim kıyılır.. peki dedim o zaman kelleciye tekrar gideriz bişey olmaz. ama başka kelleciye gidelim dedi, tabak kırmaktan buruldum.


Dedim ki özdemir bu kadar yeter. artık iki satır yazmalıyım. yarın pazartesi yoksa beni hiçkimse işten falan atmaz. dahası bu kimsenin umrunda da olmaz. ama yazmalıyım özdemir dedim. saygıyla eğildi önümde. polisler geldi sonra, beni sivil polis yaptılar özdemiri trafik polisi.. özdemir ilk iş bana ceza kesti, biraz ezildim. kes tabii abicim para benden kazanılır dedim, tokatı patlattım... tabii dedi yamuldu. sonra cezalarımı tekrar yapıştırdı. bende bu yüzden onu içeri tıktım. usulsüzlüğe dayanamazdım ki. ertesi gün demir parmaklıklar arkasında ziyaret ettim özdemiri. yeterince rüşvet verirsen seni çıkartırım dedim. allah belanı versin dedi. güldük. beni de içeri tıktılar.


Sonra özdemirle gidelim dedik bu ülkeden, bu ülke bad (yazıyla kötü) bu ülkede yusuf hayaloğlular ölüyor. napalım nereye gidelim dedi. siber suçların suç sayımayacağı bi yere gidelim dedik.. neresi derken afrika geldi aklımıza.. hemen gittik.. akşam üzeri uçaktan inince çok sıcaktı. özdemir üstündekilerin hepsini çıkarttı, bir çalı yaprağı bulup örttü mahrem yerini. dur olm dedim napıyosun. çok para kazanıcaz abi dedi. peki dedim iki yaprak da bana ver ordan (yazı ile çalı).. Güya siber suçlar işleyecektik. windoz ikspimiz çöktü. internet yoktu. cd istedik maymunun tekinden. orda ki pumalar yedi iki saat önce dedi... pumayı bulduk çok kızdık. bizi sallamadı tabii ama biz tavrımızı koyduk. afrika sınırları dahilinde puma cinsi artık düşmanımızdı. daha konuşmazdık ve girmezdik pumaların bölgesine. sonra iki fil bulduk. özdemir hemen tepelerine çıktı. napıyosun dedim. serin abi burası hem seyahat de bedava , sende gel dedi. peki dedim bi fili de ben ikna ettim. gezmeye başladık. benim filim iyiydi de özdemirin bindiği fil çok lakayıt. su attı üzerimize terbiyesiz. özdemirin hoşuna gitti, benim için ise ballı kaymak kıvamı.. lakin davranış hatalı.


Sonra dedim ki olmuyor! iki satır yazı yazmam lazım benim. uganda cumhurbaşkanı bu duruma çok içerliyor dedim, özdemir baktı. peki ya dedi peki.. panamada ki muhalif parti liderini napacaksın? düşündüm haklıydı. bilgisayarımı da alıp kaçtım. özdemir takip etti. kendimizi barcelona'da bulduk. vize sormadılar bize. bize vize sormadılar. sormadılar vizeyi bize. şehir hatlarının uzadığı metro istasyonlarından birinde, bir banka oturdum ben. özdemir yan banka oturdu.. ben açtım laptopumu yazmaya başladım.. (yazıyla yazı) özdemir sarı şeriti geçti istasyonda yürürken. sonra raylara tükürdü. yapma dedim, arkasından sesli mikrofondan uyarıyı aldık. ne tesadüf türkçe konuşuyordu. lütfen sarı çizgiyi geçmeyin.. ayılık yapıp tükürmeyin.. (yazıyla : please don't pass yellow line and hayvansınız) deyince özdemir anlamadı tabi.. yurtdışına çıkınca türkçeyi unutuyor. kalbi kırıldı nedense, bir kaç volt elektirik verince kendine geldi.


Sınır dışı edilmemize beş varken, özdemir çok kötü tavır takındı. afrikadan kalma bir hırlama sesi çıkardı. ben ses etmedim. tren istasyonuna gittik ve gemi ile uzakalaştık ülkeden. ben güvertenin ortasına bağdaç kurup oturdum ve yazımı tamamladım. ugandaya selamlar ve panamanın muhalif liderlerini seviyoruz diye bitirdim cümlemi. deniz baykal çok içerledi. tayyip gelmedi bi daha benim siteme. olsun ben gene de yanda ki fes takan müslüman tavırları içinde ki komşumun teaa..... (yazıyla : siz anladınız onu...) özdemir tutamadı kendini. tükürdü yan komşuya, benim içim ısındı.


Attığımız goller yediğimizden fazla olsun.. elhamdülillah deyip tangomuzu yaptıktan sonra kelle paça çorba içmeye gittik. kızlara ısmarlattık çorbacı amca kızmadı.

öyle işte.. seviyoruz seni günlük.. sen de bizi sev! (yazıyla love)

Etiketler:

class="post-footer"> by <$BlogItDavut Topcanref="<$BlogIthttp://davuttopcan.blogspot.com/2009/03/oylesine_09.html"permanent link"><$BlogIt00:56>

<$BlogIt4r!:
Blogger CiddiBiri. (aferin ona!)

<$BlogCoBu kadar mı ? Dedim!.. Gözlerim iyi ki 2 tanelermiş, sözlerinin peşi sıra koşuşarak okudum bir yudumda. Haşlammış baştan çıkma fantazi dünyası yolculuğunda takipçin olmak güzeldi ama yetmedi bilesin. İster arkası yarın olsun, ister yarından da yakın yeter ki bir daha koştur gözlerimi böyle zıvanadan çıkartarak. Sen yeter ki yaz "yazıyla" ben okurum gözlerimden yaptığım tazıyla !..

<$BlogCo9 Mart 2009 02:18:00 GMT+2ogCo  Blogger Aylin Ünlü. (aferin ona!)

<$BlogCoBu yorum yazar tarafından silindi.

<$BlogCo9 Mart 2009 03:11:00 GMT+2ogCo  Blogger Davut Topcan. (aferin ona!)

<$BlogCoCiddi kardeşim, devamı gelecek bu saçma yazıların sen merak etme:) gözün buralarda olsun..:)

Aylin, yazıyla bütünleşmiş diyelim:) ben bile karıştım ama sonra toparladım..

<$BlogCo9 Mart 2009 03:16:00 GMT+2ogCo  Anonymous Adsız. (aferin ona!)

<$BlogCoBen de bir solukta okudum. Eğlenceli bir yazı olmuş. Takibe aldım şimdi blogunu. Say ki Uganda'dan takip edenin var :)

<$BlogCo18 Mart 2009 21:57:00 GMT+2ogCo 

<$BlogItYorum Gönder

yazar hakkinda

Merhabalar, ben Davut Topcan

Buraya eminim ki bir sürü şey yazacağım ancak şimdi tasarımı tamamlamalıyım..!

eski yazılar